İşletmelerde, 2000’li yılların en önemli rekabet stratejisi "yenilikçilik"

Rekabetin son derece yoğun olduğu günümüzde, yenilikçilik, işletmelerin varlıklarını sürdürmeleri ve gelişmeleri açısından son derece önemlidir. Bu nedenle, çeşitli kaynaklardan oluşabilecek yenilikçilik için; tüketicilerin gelecekteki arzularını ve taleplerini önceden düşünerek yeni ürün ve hizmetler geliştirmek, piyasadaki olasılıkları tekrar gözden geçirerek mevcut ürün ve hizmetlerde önemli değişiklikler yapmak ve yenilikçiliği hızlandıracak kurumsal yaklaşımları geliştirmek önemlidir.Yenilik (yenilikçilik) kavramı ile, bir işletmenin pazara yeni ürün, süreç veya hizmet sunarak yeni bir değer yaratması ifade edilmektedir. Yenilikler, yeni üründe kullanılan teknoloji ve ürünle kullanıcıya sunulan özelliklere göre değişik şekillerde sınıflandırılmaktadır. Günümüzde teknolojik alanda yaşanan hızlı değişim, iktisadi gelişmenin en önemli itici gücü haline gelmiştir. Bilim ve teknolojinin maddi üretimdeki rolü ve yoğunluğu artarken; teknolojik yenilenmenin de üretkenlik artışındaki payı giderek yükselmektedir. Teknolojik yenilikler, ürün ve hizmet üretiminin miktar ve kalitesini arttırmakta, yeni endüstri dallarının ve yeni iş alanlarının doğmasına yol açmaktadır. Bu nedenle, teknolojik yenilikler, ekonominin gelişmesini, toplumsal refah düzeyinin yükselmesini doğrudan etkilemektedir.Bilim ve teknolojinin ulusal ekonomiler ve uluslararası rekabet üstünlüğü açısından kazandığı bu önem, ülkelerin bilim ve teknoloji yönetim sistemlerini de biçimlendirmektedir. Teknoloji alanında büyük gelişmeler gösteren ülkelerde, AR-GE belirli bir plan dahilinde teşvik edilmekte, hatta bazı zorunluluklar da getirilmektedir. Günümüzde, gelişmiş ülkelerdeki ekonomik ve sosyal gelişme, büyük ölçüde bilim ve teknolojiye dayalıdır. Türkiye'de ise, bilim ve teknoloji alanında belirli bir politika izleme arayışı, 1960'lardan bu yana sürmektedir. Ancak, bu yıllar içinde, gereken somut adımlar atılamamıştır. Bu tezde, Türkiye'deki AR-GE ve yenilik faaliyetleri, uluslararası karşılaştırmalar yapabilmek amacıyla, OECD'ye üye ülkelerdeki verilerle karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda, Türkiye'ye ilişkin öneriler sunulmuştur.In a competitive world, innovation is essential for survival and for growth since it enables the corporation to invest for the future. For this reason, developing new products and services resulting from technological advances or from imagining new consumer desires and needs, making substantial modifications to existing products and services, increasing productivity and progressing new organizational approaches which accelerate innovations are important for innovations.Innovation represents the introduction of new and improved products and processes into the economy. Innovations are classified with different types according to the technology used in the product and the properties represented with the product.The rapid change in the technology field is now the most important pushing force of the economic growth. The role and the density of science and technology in the production are increasing. Technological innovations raise the quality and quantity of product and services and cause the birth of new industries. For these reasons, technological innovations effect the growth of economy directly.This importance of science and technology for national economies and for the international competition shapes the science and technology management systems of the countries. R&D is encouraged in the countries which have a great development in technology field.In Turkey, searching a policy in science and technology field is started in the early sixties. However in these years, needed actions weren't taken.In this thesis, Turkey is compared with OECD countries and evaluated for the R&D and innovation activities. After the evaluation, suggestions are represented for Turkey